Önceden eksiklerim çok diye üzülürdüm.

bazıları için bazı şeyler özenti gelir, çoğu zaman küçükken okulda herşeyinin olduğu kişinin okulda gördüğü zaman benim neden yok diye içerleyip, suçu anneye babaya atarak hep böyle geçecek diye bazen kopmak isterdik dünyadan. yaşamayan bilmez. koro da solo şarkı söylemen için hoca yalvarırdı resmen ve zaman gelip çattığında koro kıyafeti alamadığın için utancından önlüğünle okula gitmek istemezdin, hakir görürler diye. oysa önlükle dahi gelseydin diyen bir hocan olsa da bunu kabul edememek ne kdar acıdır bilene.

sonra büyürsün, elde yok avuçta yoktur, çalışayım dersin, yoklukta baban oku der, ben karşılarım der, cebinden harçlığını eksik etmez ancak, aynı ayakkabıları yırtık pırtık giyip bir gün en güzel ayakkabıları giyeceğim diye kendine söz verirsin. bazen yaz aylarında çalışır yeni ayakkabı alırsın, kışın yine eskir ama bir gün daha iyisini giyeceğim diye yine söz verirsin kendi kendine. sıkıntı çekmeyenler bakarlar öylece.4

bir iki pantolon alırlar seni kıramayıp ailen. başkalarına bakarsın onlarınki daha güzel. yıllarca aynı şeylere gebesindir, gıkın çıkmaz, çıkamaz, yoktur, yoka çare yoktur. mesleği olmayan babansa gece saatlerine kadar çalışır, çocuklarım kimseye muhtaç olmasın diye. diyemezsin baba bana tişört alalım, bluz, kış geldi mont, çizme, çanta. lüks gelir babaya, yemek düzenler okul, o gün parasını alamaz ki baban, ertesi gün gidesin, vermezler parasını.

sonra; bir gün büyüdüğünü anlarsın, hem sınavlara çalışır, hem çalışırsın harçlık kazanmak için. diğer kardeşin üniversite okur, baban yine çalışır, sende hem okur hem çalışırsın. anlamazsın bu kardeşim gittiği üniversite de neden bu kadar harcıyor, bana neden bu kadar para vermiyor babam, ona dünyalar parası gönderiyor diye. üniversiteye gidersin, anlarsın o zaman oğrencilikte 1 liranın dahi değerli olduğunu. baba, anne düşüncesi değişir büyğdükçe, daha bir akıllı aile olunur. sonra herşeyin olur, pantolonun, kolyelerin, bileklikler, yüzükler, takılar, gömlekler, tüylü, deri montlar, cebindeki harçlık dünyalar kadar, harca harca bitmez. gardrobuna hiçbirşey sığmaz, ancak başka dertler çıkar ortaya.

meğer önceden pantolonunun olmaması, şimdi gardrop dolusu eşyanın değerini bilip hevesle giymene nedenmiş. iyi ki yokmuş dersin ayakkabım, şimdi ayakkabılık dolusu çeşit çeşit ayakkabıyı tadında giyiyorsun.

gitmek istediğin yerlere de gidiyorsun, sonradan görmüşlük olsaydı böyle olmazdı, tadında olurdu, tat alamadığın yerlermiş oysa. insanın harcadığı emek var ya işte herşeye değer o.

meğer o günleri aramak varmış, yeri geldiğinde.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Copyright © 2010 • Aklınızda ne var? • Design by Dzignine